Çocuk Sahibi Olamayan Çiftlere Yaklaşım

İnsanlık tarihi boyunca çocuk sahibi olma içgüdüsü kadını, erkeği, ilişkileri ve evlilikleri etkilemiştir. Bu nedenle farklı süre ve gerekçelerle de olsa çok sayıda çifti değerlendirmekteyim. Bu nedenle başvuran, önceden tanıdığım ya da yeni tanıştığım her çiftle öncelikle normal koşullarda ve kendiliğinden üreme oranları, doğal yollarla gebe kalabilmek için birliktelik zamanlaması, birliktelik sıklığı, tıbbi geçmişleri, alışkanlıkları ve yaşam biçimleri gibi temel konularda bilgi alışverişinde bulunuyorum.

35 yaş altı kadında , normal birliktelik sıklığı olan bir çiftin (haftada 2-3 defa) bir ayda gebe kalma olasılığı %20, 1 yılın sonunda ise %80 civarındadır. İki yılın sonunda bu oran %90 ı bulmaktadır. Aylık gebe kalma oranı 40 yaşından sonra %5-10 lara düşmektedir. Çiftin bu noktada bilgilendirilmesi hangi çiftin tetkik edileceği kararını da belirlemektedir. 35 yaş üstü kadında yumurtalık rezervi 6 ay korunmama süresinden sonra değerlendirilebileceği gibi, testis cerrahisi geçirmiş erkekte de sperm analizi daha erken zamanda yapılabilir. Burada çiftin kendine özel öyküsü doğru değerlendirildikten sonra tetkikler için karar verilecektir.

Temel olarak kolaylıkla çözülebilir sorunlara öncelikle yaklaşıp sonrasında gerekli tetkikleri istemek gerekiyor. Kadının rutin jinekolojik muayenesi, pap smear alınması, meme muayenesi ve gerekirse mamografi/meme ultrasonografisi gibi temel tetkikler sonrasında üreme ile ilgili olan testlerini istemek uygundur.

Bu testler temel olarak üç ana grupta ele alınıyor:

  1. Kadının yumurtalık rezervi ile ilgili olan testler
  2. Erkeğin sperm özelliklerini gösteren spermiogram
  3. Kadının rahim içi yapı ve tüplerinin durumunu gösteren ilaçlı rahim filmi (HSG)

Jinekolojk muayenede vaginanın ve rahim ağzının anatomik özellikleri, enfeksiyon varlığı, vagina ve rahim ağzı arkasında nodülarite ve hassasiyet, rahim içi dokunun iki boyutlu ve daha iyisi üç boyutlu değerlendirmesi, rahim kas yapısının özellikleri , yumurtalık rezervinin ve anatomisinin değerlendirilmesi gerekir. Bu muayene ve ultrasonografi ile jinekolojik yapıların doğumsal defektleri olan rahim içi dokudaki tam ya da tam olmayan bölmeler (uterin septum), tüplerde sıvı birikimi (hidrosalpenks), rahimde polip ya da myom varlığı, yumurtalıkta kist varlığı, yumurtalıklardaki yumurta sayısının değerlendirmesi gibi çok sayıda veri elde edilir.

Ardından hormon tahlilleri, sperm değerlendirilmesi ve ilaçlı rahim filmi de görülerek çiftin temelde bir sorunu olup olmadığı değerlendirip ardından eğer mümkünse en basit, kolay, ucuz tedavi yöntemleri ile (yumurta takibi, zamanlı birliktelik, basit yumurtlama tedavileri ve aşılama gibi…) başlamak gerekiyor. Tedavi gerekirse daha ileri yöntemlere yönleniyor, ancak değerlendirme sonrası bazı çiftlerde doğrudan ileri tedavi yöntemleri gerekiyor (tüp bebek).